Bağlanma Kuramı ve Bağlanma Çeşitleri
Bowlby'nin bağlanma kuramına göre, yeni doğan bebekler yalnızca onlara bakmaya ve korumaya istekli temel bir bakım veren varlığında yaşamalarını sürdürebilirler. Ainsworth'e göre de güvenli bağlanmanın gelişmesi için çocuğun kesintisiz, tutarlı tepki veren, duyarlı, her zaman ulaşılabilir bir bakım verene sahip olması gerekir.

Bağlanmanın özellikleri anne ve bebeğin erken dönemde ki etkileşimi tarafından belirlenmektedir. İlk temel ilişki olan bağlanma ilişkisinin, sonraki yaşam dönemlerindeki bağlanmalar için örnek olduğu kabul edilmektedir. Bağlanma ilişkisinin; bebeklerin doğuştan gelen emme, izleme, gülümseme, ağlama, dokunma, davranışları aracılığıyla anne ile ilk etkileşimi başlatarak; doğumdan sonraki ilk saatlerde ve günlerde başladığı belirtilmektedir.
Bebek sekizinci haftadan itibaren bakım vereniyle göz teması kurmaya, bakım verene gülümsemeye ve bakım verenin yanında kendini rahat hissetmeye başlar. Altıncı aydan sonra, bebeğin tüm ilgisi, bütün gereksinimlerini karşılayan bakım verene yönelir ve yabancı kişilerle karşılaştığında korku, kaygı ya da kaçma davranışlarında bulunurlar.
Bağlanmanın oluşmasında bebeğin bakım verenle ilişki kurmakta kullandığı emme, uzanma, göz teması kurma, gülümseme, ağlama gibi birtakım davranışlar etkili olur. Bebek bu davranışları göstererek, bağlanma nesnesiyle ilişki kurmaya çalışır. Bebekle bakım veren arasında güvenli bağlanma oluşmuşsa, bebek bakım vereni "güvenli üs " olarak kullanabilir ve çevresini merak etmeye, keşfetmeye başlayabilir. Eğer bebek stres yaratan bir durumla karşılaştığında bakım veren bebeğin stresini anlayıp sağlıklı tepkiler verebilirse, bebek de kendi stresiyle baş etmek için uygun yollar ve destekler aramayı öğrenecek, bu sayede güvenli bağlanma geliştirebilecektir.
Ancak bakım veren bebeğin stresini anlayamaz, anlasa bile duyarsız kalırsa ya da tutarsız davranırsa, bebek kendi stresini uygun olmayan baş etme yöntemleriyle uzaklaştırmaya çalışacak, bunun sonucunda da güvensiz bağlanma gelişecektir.
Bakım verenle güvenli olmayan bağlanma geliştirememe ile bakım verene bağlanma geliştirememe aynı şey değildir. Çünkü bakım verenden alacağı yardımla ilgili emin olamayan hatta kuşkulu olan bir bebek buna rağmen bakım verenin varlığından bile duygusal destek alır. Bebek hiç bağlanma geliştirmediği başka birinin refakatinde aynı duygusal desteği alamaz. Bu nedenle bakım veren duyarsız dahi olsa bebeğe sağladığı duygusal desteğin önemi göz ardı edilmemelidir.
Anne ile bebek arasında gelişen bağlanmanın özellikleri annenin kendi bebekliğinde annesiyle geliştirdiği bağlanma özelliklerinden de etkilenebilmektedir. Zeanah ve arkadaşları (1992), bağlanma ilişkisinin niteliğinin anne ile bebek arasındaki ilişki tarzı ile şekillendiğini belirtmişlerdir. Anne, bebekken kendi annesi ile sıcak, sevgi dolu ve güvenli bir bağlılık ilişkisi kurmuşsa bu durumun evliliğine ve çocuğu ile olan ilişkisine de yansıyabileceği; dolayısıyla annenin kendi annesiyle kurduğu bağlanma sitilinin, kendi bebeğiyle kurduğu bağlanma sitiline de etki edebileceği öne sürülmüştür. Bu bağlamda kendi annesiyle güvenli olmayan bağlanma geliştirmiş bir annenin kendi bebeğiyle güvenli bağlanma geliştirmesinde de sorun olabileceği düşünülebilir.
Yabancı Durum Testi
Bağlanma kuramına göre, bebekler çevreyi araştırmada bakım vereni " güvenli üs" olarak kullanırlar. Bir yandan çevreyi araştırırken bir yandan da göz teması kurma, seslenme ve fiziksel temas yoluyla bakım verenle yakınlığı korumaya çalışırlar. Bu konuda yapılmış en iyi çalışma, bebeğin bir yabancı ile karşılaştığındaki tepkilerini ölçmek amacıyla Ainsworth tarafından geliştirilmiş olan Yabancı Durum Testi'dir. 11 ve 17 ay yaş aralığında olan çocuklara uygulanabilmektedir.
Yabancı Durum Testi, içinde oyuncakların bulunduğu ve araştırıcı davranışların rahatlıkla yapılabileceği bir odada uygulanır. İlk olarak anne ve bebek bir odaya alınır ve bebek annesi tarafından bir örtünün üzerine oturtulur. Gözlemci, bu sırada odada bulunarak bu ikiliye eşlik eder. Daha sonra anne odadan çıkar. Gözlemci bebekle göz teması kurar ancak sözlü uyaranda bulunmaz. Daha sonra gözlemci bebeğe gülümser, bebekle konuşur ancak bebeğe yakınlaşmaz. Daha sonraki aşamada gözlemci gülerek ve konuşarak bebeğe yaklaşır. Dördüncü aşamada, araştırmacı bebeğin elini tutarak ya da koluna dokunarak tensel temas kurar. Daha sonra bebeği almak için eğilir, son olarak da bebeği kucağın alır ve dizlerinin üstüne oturtur. Bu sırada bebeğin gösterdiği ağlama, dudak titremesi, yüzünü buruşturma, geriye çekilme, korku gibi tepkileri kaydedilir. Bir sonraki aşamada anne odaya girerken araştırmacı odadan ayrılır.
Daha sonra bebek tekrar odada tek başına bırakılır ardından gözlemci içeriye girerek daha önceki yaptığı uygulamaları sırasıyla yapar. Son olarak gözlemci odadan çıkar ve anne odaya alınır ve bebeğin verdiği tepkiler kayıt edilir.
Ainsworth ve arkadaşları tarafından, bu kayıtlardan yola çıkarak "güvenli" , "kaygılı" , "kaçıngan " olmak üzere üç tip bağlanma stili olduğu saptanmıştır.
Güvenli bağlanma geliştirmiş olan bebekler, anne odadan çıktığında gözle görülür ölçüde üzülür. Anneleri ile tekrar bir araya geldiklerinde anneleri ile etkileşime girerek kolayca sakinleşebilirler. Annelerinin varlığında tekrar çevreyi araştırma davranışlarına başlar ve anneyi "güvenli üs" olarak kullanabilirler.
Kaygılı bağlanma geliştirmiş bebekler, anneleri odadan çıktığında aşırı üzülürler ve anneleri ile tekrar bir araya geldiklerinde ise yatıştırılmaları zor olur, öfkeleri uzun sürer. Sakinleştiğinde bile bu geçicidir. Birkaç saniye sonra annesini öfkeyle iter, kucağından iner ve gözyaşlarına boğulur. Onlara göre annelerinin sürekliliği yoktur ve gidicidirler.
Kaçıngan bağlanma geliştirmiş bebekler ise, anneleriyle bir araya geldiklerinde hiçbir şey olmamış gibi davranarak annelerinin gelişlerine kayıtsız kalırlar, annelerini "güvenli üs" olarak kullanmazlar. Bu bebeklerin annelerinden bekledikleri yatıştırma ve yakınlığın gelmeyeceğini öngördükleri ve hayal kırıklığından korunmak için kaçıngan davranış stilini seçtikleri öne sürülmektedir.
Uzunlamasına yapılan çalışmalarda yabancı durum testi ile yaşamın erken dönemlerinde tanımlanan bağlanma stratejilerinin kalıcılığı gösterilmekte birlikte, kalıcılığın bakım verenin de sürekliliği ile ilişkili olduğu örneğin bakım verenin ölümü gibi bir yaşantı sonucunda bağlanma stratejilerinin kalıcılığında da değişiklikler gözlenebileceği bildirilmektedir.
Kaynak: Bebek ve Çocuk Ruh Sağlığı Temel El Kitabı
GÜLŞEN YILDIRM
Aile Danışmanı / Oyun Terapisti
Comments