top of page

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

DHEB okul öncesi dönem ve okul çağı çocuklarında belirgin hale gelen bir bozukluktur. Çocuğun davranışlarını kontrol etmesi ve dikkatini bir işe vermesinde sorun vardır. “Bir türlü yerinde durmayan,” “hayallere dalan”, “düşünmeden davranan”, “dalgın, unutkan” …vs. gibi pek çok sıfatla nitelendirilen çocuklardır. Bu davranışlar çoğu çocukta zaman zaman görülebilen durumlar olduğundan tanı konulması için yeterli deneyim ve bilgi birikimi sahibi uzmanların yardımı gerekir. Görülme sıklığı % 4-8 gibi bir orandır. Bu da 25-30 kişilik bir sınıfta en az 1-2 DEHB olan çocuk olabileceği anlamına gelmektedir.



İlk kez 1845 yılında Dr. Henrich Hoffman isimli bir hekim tarafından tanımlanmış olmasına rağmen yine bir hekim olan Sir George F. Stil 1902’de yeniden bu bozukluğu vurgulayana dek hak ettiği ilgiyi görememiştir. Ancak bu tarihten sonra bu bozukluğun özelliklerini, nedenlerini, seyrini, tedavilerini araştıran çalışmalar hız kazanmıştır. Günümüzde artık şu rahatlıkla söylenilebilir ki: DEHB anne-babanın yetiştirme biçimlerinin doğrudan sonucu olmayan, kalıtsal özelliklerin ağır bastığı, hakkında oldukça bilgi sahibi olduğumuz bir durumdur.

“Hiperaktivite”, aşırı hareketlilik anlamına gelmektedir; ancak bu terim DEHB olan çocukların tümünü iyi anlatan bir terim değildir, çünkü hiperaktivite olmadan da DEHB olabilir. Bazı çocuklarda en belirgin şikayet dikkat süresinin çok kısa olmasıdır. Yani DEHB olan çocukların bir kısmında aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ile ilgili belirtiler ön plandayken bir kısmında dikkatsizlik ile ilgili şikayetler ön plandadır. Önemli bir kısmında ise her iki gruptan şikayetler bir arada görülür.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite bozukluğu bir çok çocukta normalde görülebilecek belirtileri içerir, ancak tanıyı koyarken bunların sayısı, süresi ve çocuğun hayatını ne ölçüde olumsuz etkilediği önemlidir. Tanı için çocukta bu iki gruptan birinde ya da her ikisinde yer alan belirtilerin en az 2/3’si bulunmalıdır. Ayrıca, belirtilerin 7 yaşından önce başlamış olması ve en az iki farklı ortamda sorun yaratıyor olması gerekir.

Hiperaktivite belirtileri ;

  • Yerinde duramazlar

  • Oturması gerektiği halde oturamazlar

  • Sessiz sakin oyun oynamakta güçlük çekerler

  • Yerli yersiz koşup tırmanırlar

  • Çok konuşurlar

  • Çoğu zaman sorulan soru tamamlanmadan cevabını yapıştırırlar

  • Her zaman bir şeylerle uğraşırlar

  • Sırasını beklemekte zorlanırlar

  • Olaylara veya konuşmalara müdahale edip yarıda keserler

Dikkat eksikliği belirtileri;

  • Yönergeleri başından sonuna kadar takip edemezler

  • Dikkatlerini yaptığı işe veya oyuna vermekte zorlanırlar

  • Evde veya okulda yapacağı işler ve aktiviteler için gereken malzemeleri kaybederler

  • Siz konuşurken dinlemez gibi görünürler

  • Detayları gözden kaçırırlar

  • Düzensiz görünürler

  • Uzun süre zihinsel çaba gerektiren işleri yapmakta zorlanırlar ve bunlardan kaçınırlar

  • Unutkandırlar

  • İlgileri kolayca başka yönlere kayar


Tanı konulması aşaması ayrıntılı bilgi alınması ile başlar, anne-babadan, öğretmenden, çocuğun kendisinden ve olabildiğince çok bilgi kaynağından bilgi elde edinilmeye çalışılır. Aileler çoğu zaman okul öncesi dönemde dikkatsizlik, aşırı hareketlilik, dürtüsellik belirtilerini gözlemlerler ancak genellikle tanı, çocuğun okula başlamasından sonra konulur. Aile içinde ve erken dönemde sorun yaratmasa da okul gibi yapılandırılmış, kurallı ve kalabalık bir ortamda belirtiler belirgin hale gelir. Öğretmenler çok sayıda çocukla çalıştıkları için dikkat ve kendini-kontrol edebilmeyi gerektiren sınıf ortamında “ortalama” bir çocuğun davranışlarına aşinadırlar. Hiperaktivite ve dürtüsellik ile ilgili belirtileri daha çabuk fark edebilirler. Ancak bazen sadece “dikkat eksikliği” olan çocuklar, özellikle de uysal ve uyumlu bir çocuksa, gözlerinden kaçabilmektedir. Daha sonraki aşama çocuğa hekim tarafından fizik muayene yapılmasıdır; ayrıntılı bir fizik muayene, işitme ve görme ile ilgili sorunlar da dahil karışabilecek diğer tıbbi nedenlerin anlaşılmasını sağlayacaktır. Ayrıca çocukta örneğin motor becerilerde sorun olması gibi sinir sistemine ait gelişimsel gecikmeler ile ilgili bulgular varsa bunların erken dönemde tanınmasını da kolaylaştıracaktır. DEHB ile ilişkili olabilecek genetik sendromları ortaya çıkaracaktır. Çocuğun davranışlarının gözlenmesi de önemli olan bir diğer basamaktır. Ancak her ne kadar bazı çocuklarda DEHB belirtileri dört dörtlük gözlemlenebilir olsa da çoğu zaman bu mümkün değildir. Çocuk birebir görüşme esnasında ve daha önce hiç karşılaşmamış olduğu bir ortamda, okulda ya da evde olduğundan farklı olabilir. Günümüzde DEHB tanısına yardımcı olacak herhangi bir laboratuar testi (kan testleri, idrar testleri, EEG...vs), beyin görüntüleme yöntemi (beyin tomografisi, magnetik rezonans görüntüleme...vs) ya da psikolojik test yoktur. Yani DEHB olan bir çocuk ile DEHB olmayan bir çocuk arasında bu testlerin istenme nedenleri açısından bir fark bulunmamaktadır.


Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ( DEHB)’nun nedenleri nelerdir?

Dikkat eksikliği bozukluğunun nedenleri araştırılırken, beyin anatomisi ve fonksiyonlarında bozukluklar saptanmıştır. Özellikle dikkati toplamayı sağlayan beyin bölgelerinde, diğer bireylere göre düşük fonksiyon ya da küçülme izlenmiştir. Bunun haricinde genetik geçiş de bu hastalığın nedenleri arasında yer almaktadır. Anne babasından birinde DEHB olan çocukların DEHB geliştirme oranı diğer popülasyona göre daha yüksektir. Aynı zamanda rahatsızlığın, kardeşte de ortaya çıkma ihtimali topluma kıyasla daha yüksektir. Prematüre doğum ve ciddi kafa travmalarının da DEHB nedenleri arasında olduğu kabul edilmektedir. Annenin gebelik sırasında alkol ve sigara tüketiminin de DEHB'ye sebep olabileceği bildirilmiştir.


Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tedavi yöntemleri nelerdir?

Dikkat eksikliği bozukluğu tanısı alan kişinin tedavisi, kişinin yaşı, cinsiyeti, var olan diğer hastalıkları ve bulguları doğrultusunda düzenlenir. Dikkat eksikliğine eşlik eden hiperaktivite varlığında farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. İlaçlı ve ilaçsız tedavi yöntemleri bulunan dikkat eksikliği rahatsızlığında genellikle her iki tedavi yöntemi bir arada uygulanır. İlaçsız tedavide mental ve fiziksel egzersizler önemli bir paya sahiptir. Psikolojik destek türlerinden biri olan terapi de süreç boyunca uygulanabilir. Çocuklarda ilaçsız tedavi, çocuğun aldığı terapi ve eğitimlerin yanı sıra ebeveyn eğitimi de gerektirir. Ailenin tedavi süreci boyunca anlayışlı ve sabırlı olması gerekir. Çocuğun yaptığı eylemlerin yaramazlıktan değil bir rahatsızlıktan kaynaklandığı unutulmamalıdır. Tüm bunlarla birlikte doktor, tedaviyi desteklemek amacıyla bazı ilaçlar reçete edebilir. İlaçların düzenli ve önerilen dozda kullanımının yanı sıra tedavi süreci boyunca ailenin öğretmenlerle ve ailenin doktorla sürekli olarak irtibat hâlinde olması, tedavinin sürdürülebilirliği ve etkinliği açısından önemlidir.

 
 
 

コメント


bottom of page