top of page

Gelişimsel Dönem Yeme/ Yedirme Bozuklukları




Homeostasis Dönemi (Denge/ uyum 0-3 ay)

Bu dönemde anne, bebeğin özelliklerine uygun yanıt veren bir çevre oluşturarak bebeğin fizyolojisini ve duygu durumunu ayarlar, biçimlendirir. Bu süreçte anne ilişkinin düzenleyicisidir. Bebek ise uyku / uyanıklık, açlık/ doygunluk, dışa atım gibi süreçlerin rutinini oluşturmaya çalışmaktadır.

Bu dönemde ortaya çıkan yeme/ yedirme bozukluklarında bebeğin zor mizaç özellikleri, merkezi sinir sisteminin olgunlaşmasında gecikme ve çeşitli fizyolojik hastalıklar etmendir. Bakım veren tarafında ise kaygılı-depresif bir annenin varlığı riski artırmaktadır. Anne/ bebek etkileşiminde olumlu besleyici karşılıklılık olmaması besin alımını da azaltmaktadır.

Bu dönemde odak nokta hem bebek, hem anne ve hem de anne- bebek etkileşimidir. Annenin özgüvenini artırmaya yönelik girişimler, eğer varsa lohusalık depresyonun tedavisi süreci olumlu yönde etkileyebilir.


Bağlanma Dönemi (2-6 ay)

Bu dönemde anne bebek arasında sosyal bir alışveriş söz konusudur. Bebek anneyi ayırt edebilmektedir. Annenin fiziksel yokluğu, anne depresyonu, ya da bebeğe uygun yanıtlar ve sosyal yanıtlar sağlamlayamayan anne figürünün varlığı yeme/ yedirme bozukluğu açısından önemli risk etmenleridir. Bu durum yetersiz beslenme ve büyüme - gelişim geriliği ile sonuçlanabilir.

Bağlanma dönemi yeme/ yedirme bozukluklarının özellikleri ise; bebeğin gelişimsel olarak sosyal tepkileri gösterememesi ( göz teması, gülümseme, kucaklama gibi) , anne/baba da depresyon, beslenme ve bakım sırasında şefkatsiz tutum, bebeğin gelişimsel geriliği ( bilişsel ve motor alanında) 'dir.

Multidisipliner ekip çalışmasını gerektiren bir tedavi yöntemi ile fiziksel ve gelişimsel öncelikli olarak ele alınır. Bu süreçte birincil bakım vereni sabitleme, diğer bakım verenlerin sayısını sınırlama çok önemlidir. Gelişimsel olarak destekleyici uyaranları zenginleştirme ve psikososyal bozukluğu olan annelerin tedavisi ise önceliklidir.


Ayrılma Dönemi (6-36 ay)

Bebeğin özerk davranabilme yetilerinin geliştiği, aynı zamanda otonomi ve kontrol çatışmalarının yaşandığı bu dönemde bebek kendi kendini beslemeye geçiş yapmaktadır. Bu dönemde beslenme öğünlerinde kaşığın kimin elinde olduğu çok önemlidir.

Açlık, doygunluk gibi somatik duyumlar ile öfke, sevgi gibi duyguların ayrımının öğrenildiği süreçte bebekten gelen sinyallerin annebaba tarafından anlaşılıp uygun karşılıkların verilmesi önemlidir. Bu ayrımların öğrenildiği süreç bozulunca somatik duyumlar ile psikolojik yaşantılar arasında bilinç bulanıklığı ortaya çıkar. Bebeğin besin alımı kendi fizyolojik gereksinimleri yerine bakım vereniyle deneyimlediği emosyonlar tarafından kontrol edilir hale gelir.

Bu süreçte;

Besin reddi temel özelliktir ve öğünden öğüne, kişiden kişiye değişir. Bakım veren uygun sınırlar koyamaz. Bakım veren ile bebek arasında çatışma, zıtlaşma ve pazarlık vardır. Bakım verenin beslenme konusunda yaşadığı yoğun kaygı, oyunlarla dikkatini dağıtarak besleme, gece dahil gün boyu besleme, sık sık değişik yiyecekler deneme, hırpalayıcı tarzda zorla besleme noktasına getirebilir. Bebekte motor beceriler ve dil gelişimi geridir. Yemeyi red ile konuşmayı red çatışmalı ilişkinin birbirine koşut olan farklı görünümleri olabilir. Bebeğin bilişsel gelişim düzeyi iyi durumdadır.

Anne ile terapötik ilişki kurulması, bebeğin zor mizaç özelliklerinin ( inatçı, tutturucu) yeniden düzenlenmesi için girişimler önemlidir. Annenin sınır koyma becerilerinin geliştirilmesi zorunludur.

Travma Sonrası Yeme Bozukluğu

Beslenmeye zorlandığında bebek sıkıntıya girer. Fakat anne- bebek karşılıklılığının diğer yönlerinde sorun yoktur. Boğulma deneyimi ya da tıbbi hastalık / girişim sonrası aniden ortaya çıkan bir durumdur.

Yeme reddi bebekte yoğun sıkıntıyı tetikleyen travmatik bir olaya ya da boğulma, aşırı kusma, reflü ve bazı hastalıklar sonrası tüple beslenme sonrası gelişir.

Bebeğin travmatik olayla beslenme şeklini ilişkilendirmesine bağlı olarak; biberonla beslenmeyi redder fakat kaşıkla yemeyi kabul edebilir. Veya katı gıdaları redder fakat biberonla beslenmeyi kabul eder. Ya da tüm besinleri almayı redder.

Travmatik olayı hatırlatan şeyler, bebekte farklı durumlarda sıkıntıya sebep olur. Bazen beslenmek üzere hazırlandığında öncesinde sıkıntı yaşar, biberon veya yiyecek yaklaştırıldığında yoğun direnç gösterir, ya da ağzındaki yemeği yutmaya aşırı direnç gösterir.

Travma sonrası yeme bozukluklarında duyarsızlaştırmaya yönelik girişimler, besinlerle aşamalı tanıştırma ve besin alımının düzenlemesi önemlidir.


Duyusal Nedenlerle Yiyeceklerden Tiksinme

Belli tat, koku, görünüm ve kıvamdaki besinleri yemeye karşı direnç vardır. Seçilmiş besinlerin yenmesinde sorun yoktur. Bu problem besinlerin çeşitlendiği 2. yaşta belirginleşir. Deneyimsizlik, oral- motor becerilerin gelişimini geriletebilir. Sınırlı yiyecek dağarcığı bazı besin elemanlarının yetersizliğine neden olabilir. Bu çocuklara bazen ses, koku, dokunmaya karşıda aşırı tepkiler gösterebilirler.

Erken bebeklik döneminde gecikmeksizin değişik tat ve kıvamındaki besinlerle tanıştırma bu tip bir yeme reddinin gelişmesine karşı koruyucu bir önlem olabilir. Bakım verenlerin sağlıklı besinleri tercih ederek rol model olmaları da önemlidir.


Kaynak: Bebek ve Çocuk Ruh Sağlığı Temel El Kitabı


GÜLŞEN YILDIRM

Aile Danışmanı / Oyun Terapisti

 
 
 

Comments


bottom of page